İletişimde aynalama konusunu hiç duydunuz mu? Muhatabınızı gönülden dinlemek, yani onunla aynı göz seviyesinde, aynı ses tonuyla, kullandığı kelimelere yakın cümleler kurarak ve tüm vücudunuzu ona yönelterek dinlemek.
Etkili iletişimde çok önemli bir konu ‘biz dili’ ile dinlemek yani ‘aktif dinleyici’ olmak. Ama daha da önemlisini sizlere söyleyeyim mi? Peygamber Efendimiz (s.a.v.) de bu yöntemi uygularmış. Karşısındakini dinlerken sadece o mübarek başını döndürerek değil, tüm vücuduyla ona odaklanır ve gönülden dinlermiş. Yani dinlemek işi Muhammedî bir edeptir diyebiliriz.
Dinleme yaparken birçok hata yapıyoruz ama sık yapılan hatalardan birisi de sıranın bize gelmesi için dinlemek. Yani aslında miş gibi yaparak dinlemek. Oysa bunun yerine karşımızdakinin var olduğunu ona hissettirmek için dinlemeyi tercih etsek ne kaybederiz ki?
Bir de işitmek ve dinlemek arasında da çok bariz farklar var ama yazı uzamasın.
Naçizane bir tavsiye, özellikle çocuklarınızı dinlerken onlara sadece yüz vermeyin, aynı zamanda kulakta verin.
Hz. Mevlana’nın bir sözüyle bitirelim. Diyor ki Hazret:”Sözün müşterisi kulaktır.”