Çoğu yerde ‘kariyerinize zirvede başlayın’ sloganlarını göreceksiniz. Zannedersinizki mezun olur olmaz sizi CEO olarak alacaklar, altınıza bir araba -şoförsüz olmaz- duruma göre bir özel jet, yönetici asistanları vs… Üzgünüm ama doğduğunuzda ağzınıza altın kaşıkla mama veremeyen bir aileden geliyorsanız yani zengin bir aileye sahip değilseniz kariyerinize belki en dipten, belki biraz orta mevkiden başlayacaksınız ve zirveye çıkmakta tamamen sizin yetkinlik ve çabalarınıza bağlı olarak değişecek.

Dostlar! Bugün başarılı olan çoğu iş insanının mutlaka bir batma serüveni olmuştur. Goethe derki: “Daha iIeriye ulaşman için bir kaç adım geri gitmeyi öğrenmeIisin. Çünkü en iIeri sıçrayışlar, iki adım geriden başIar.”! Eğer bu gerilemeler olmasa inanın daha ileriye gitme şansınız pek mümkün değil. İstisnalar hariç… İyisimi siz o süslü sloganlardan uzak durun ve kendinize bir yol çizin.

İlk belirlemeniz gereken şey amaç! Siz bir yoldasınız. Nefes alıp verdiğiniz sürece bu devam edecek. Bu yolculuk son nefesinize kadar sürecek. Peki sonra? Yol bitecek, menzile varılacak ama bu sefer boyut değişecek. Neyse bu başka bir konu…

Bu yolda amaçlarınız neler? Bu yolda kimlerle yolculuk yapacaksınız? Nereden gelip, nereye gideceksiniz? Yolun sonunda nereye varacaksınız? Bunları hiç düşündünüz mü? Lütfen yazılı ve akıllı hedefler belirleyin. Hedeflerinizi; kısa, orta ve uzun vadeli olarak belirleyin ve lütfen yazın. Arada bir kontrol edin. Tamamladığınız hedeflerin üzerine çizik atınki motive olasınız.

Peki ne demek akıllı hedefler ?
1-Belirgin olmalı
2-Ölçülebilir olmalı
3-Başarılabilir olmalı
4-İlgili veya alakalı olmalı
5-Zaman sınırlı olmalı.

Bunları yapmadan önce bir hayaliniz olsun, yani zihninizde tasarladığınız, özlediğiniz bir şey olsun. Daha sonra hedefinizi oluşturun, yani varılacak, ulaşılacak noktanızı belirleyin.

Sizler ileride ne olacağım sorusuna değil, ileride ne yapmak istiyorum sorusuna konsantre olun. Olmak öyle kolay bir iş değil, önce yapın sonra o yaptığınız işte en iyisi ol’un!

Burada bir diğer ayrıntı da ailenizin ne olmanızı istediği değil, sizin ne yapmak istediğiniz önemli! Unutmayın ömür boyu mutsuz olacağınız ve sevmeyerek yapacağınız bir iş sizi asla mutlu etmeyecek ve tüm hayatınızı etkileyecek.

Artık bir bölüm okumak yetmeyecek, birkaç bölüm okumanız istenilecek. Mesela işletme bölümünü okuyan birisi iletişimden veya psikolojiden anlayacak, bilecek. Ben işletme mezunuyum demek bir işe yaramayacak. O kadar hızlı değişen bir dünyada yaşıyoruzki bundan 10 yıl önce revaçta olan meslekler artık konuşulmuyor (muhasebeci), 3 yıl önce revaçta olan bir meslek artık yok (SEO), 7 yıl önce olmayan bir meslek iş bulabiliyor (sosyal medya uzmanlığı), bundan 10 yıl sonra da şu meslekler olacak demek gerçekten çok zor. Tek bildiğim işin içerisinde teknoloji, veri ve yapay zekâ olacak. Çünkü değişim çok hızlı. Artık hız ve haz çağında yaşıyoruz bunu ihmal etmeyin. Bunu aşmanın yolu da esneklik ve uyum ile olacak. Ama taviz vermeden, kendimiz bilerek ve bularak. Burası önemli.

Artık diplomaların geçerlilik süresi 3-5 yıl arasına kadar indi. İkinci işinizde size diplomanızı sormayacaklar bile. Önemli olan o karton parçasında bitirdiğinizi yazan bölümle ilgili ne kadar yetkinliğe sahip olduğunuz.

Rakipleriniz arttıkça yetkinlik derecenizin önemi de o kadar artacak. İnsanlar size kaç dil bildiğinizi soracak. Yurt dışı tecrübelerinizi, eğitim programlarınızı, stajlarınızı, etkili iletişim ve sunum teknikleri konusunda ne kadar iyi olduğunuza bakacak. Düşünsenize 5000 İİBF mezunu arasında işe girecek 1 kişi olmak için yetkinliğin ne kadar önemli olduğunu.

Burada Swoot analizi çok önemli. Yani güçlü/zayıf yönler, tehditler/fırsatlar. Bunları lütfen belirleyin ve yazın. Önce kendiniz yapın ve çevrenizden bu konuda yardım isteyin. Aslında asırlar öncesinde Bizim Yûnus bunu şöyle dile dökmüş:”İlim ilim bilmektir, ilim kendin bilmektir, sen kendin bilmezsen, bu nice okumaktır?”

Bir de zaman yönetimi konusu elzem. Asr Sûresi’nde zamana, yani asra yemin olsunki diye başlıyor bizi Yaradan. Zaman üzerine yemin edilecek kadar kıymetli ve geri dönüşü olmayan bir kavram. Lütfen planlama yaparken zaman yönetimine dikkat edin. Zaman matris

oluşturun. Eisenhower Matrisi bu alanda en sık kullanılandır. İşlerinizi bu matrise göre yapın. Katkısını mutlaka göreceksiniz.

Duygusal zekânızı geliştirin. Kendinizi ve karşınızdaki kişinin duygularını bilirseniz hem daha verimli hem daha mutlu olursunuz. Davranışlarınız bunların sonucunda oluşursa daha tutarlı işler yaparsınız. Bu hayata bakış açınızı da değiştirecek.

Yazıyı daha fazla uzatmamak adına 21. yüzyıl yetkinliklerine de değinip toparlamak istiyorum.

1-Öğrenme ve inovasyon.
-Yaratıcılık ve inovasyon
-Kritik düşünme ve problem çözme
-İletişim ve işbirliği

2-Enformasyon, Medya ve Teknoloji Yetkinlikleri
-Bilgi okuryazarlığı
-Medya okuryazarlığı
-Bilişim ve iletişim teknolojileri okuryazarlığı

3-Yaşam ve Kariyer Yetkinlikleri
-Esneklik ve uyum sağlamak
-İnisiyatif almak
-Sosyal ve kültürlerarası yetkinlikler
-Üretkenlik ve hesap verebilirlik
-Liderlik ve sorumluluk

Bu yukarıdaki maddeler ve alt maddeler çok önemli dostlar. Bu alanlara yönelin ve kendinizi yetiştirin. Yetkinlik kazanın. İnanırsanız, çalışırsanız yaparsınız. Lütfen ihmal etmeyin.

Üniversite hayatınız boyunca kulüplere üye olun, stk’larla aranızı iyi tutun, Erasmus veya Work and Travel programlarına mutlaka katılın, organizasyonlar düzenleyin, yarı zamanlı bir yerde çalışın, (başlangıçta) günde 15 sayfa kitap okuyun, bu yılda ortalama 5475 sayfa yapar. İlk emir Oku ne olur bunu unutmayın ve okumaktan kasıt sadece kitap okumak değil; insanı, doğayı, hayvanı, eşyayı da okumak bunu göz ardı etmeyin. Bir de öldükten sonra nasıl anılmak istiyorsanız öyle yaşayın.

Son olarak sizden bir ricam olacak. Peygamber Efendimiz:”İki günü eşit olan ziyandadır.” buyuruyor. Hadi bugün güzel bir defter alın. O deftere dün yaptığınız en iyi 5 şeyi yazın. En ufak selam vermekten tutun da, yerdeki bir çöpü çöp tenekesine atmak buna dahil. Dün yaptığın en iyi 5 şey… Bunu 90 gün boyunca yapmanızı istiyorum. Yazın, en iyi 5 şeyi yazın. Sonucu benimle de paylaşırsanız mutlu olurum.

Yazıyı Konfüçyüs’ün bir sözüyle bitirelim:”Sevdiğiniz işi yaparsanız, bir gün bile çalışmış olmazsınız!”

Muhabbetle…